Eduactive Kurucu Ortağı Pietro Fochi'nin Röportajı
1. Kendinizden, kurumunuzdan/oluşumunuzdan bahseder misiniz? Faaliyet alanlarınız nelerdir?
İsmim Pietro Fochi. 20'li yaşlarımın sonlarındayım ve neredeyse 10 yıldır gençlerin güçlendirilmesini savunuyorum. Öğrenci topluluklarının bir parçası olarak başladım, daha sonra İtalya Cumhuriyeti'nin BM resmi gençlik delegesi olarak New York’da hem ülkemi hem gençleri temsil ederek kamu sektörüne geçme şansım oldu. Bu bana ulusal kapasitede en üst düzeyde çok taraflı katılım platformları olan karar alma mercilerine ulaşma şansı verdi. Mekanizmaları daha iyi anladım. Ayrıca önce genel kurul, ardından sürdürülebilir kalkınma komisyonu çerçevesinde ağırlıklı olarak gençlik politikaları ve programları alanında ulusal düzeyde müzakere etme şansım da oldu.
Sadece İtalyan gençliği için farkındalık yaratmıyorum. İtalya çok kültürlü bir ülke olmaya başladı. Eduactive isimli İtalya merkezli bir sosyal girişimimiz var. Farklı ülkelerden muhteşem genç liderlerden oluşan bir grupla birlikte kurduğum Eduactive sayesinde sivil toplum ve özel sektör arasındaki kesişimi deneyimliyorum. Amacımız kişisel, profesyonel, akademik gelişimlerimizdeki deneyimlerimizi birbirimizle ve başkalarıyla paylaşarak birbirimizi güçlendirmek ve geliştirmek.
2. Sürdürülebilirliğin neresinde durduğunuzu düşünüyorsunuz? Örneğin hangi SDG’ler özelinde çalışıyorsunuz? Somut örnekler sağlayabilir misiniz?
Genellikle sadece bir SDG'yi savunmaktan veya ele almaktan kaçınıyorum. Diğerlerine ulaşmak için taahhütlerimiz yoksa, tek bir SDG'ye ulaşmamız mümkün değil. Örneğin, SDG 13 İklim Eylemi ve SDG 3 Sağlıklı ve Kaliteli Yaşam. İklimi değişmeye ve küresel ısınmayı daha da kötüye gitmeye zorlarsak, bazı böcek türlerinin evrimine sebep olabiliriz. Böceklerin insan ortamlarına hastalık ve salgın hastalıklar getirmesi muhtemeldir. Hatta bildiğiniz gibi benzer bir duruma şahit olduk, hala oluyoruz. SDG’lerin aralarındaki bağlantılar çok köklü. Eduactive olarak insanların bu tür bağlantıları anlamasını sağlamaya çalışıyoruz. Ayrıca, insanları yeni sürdürülebilir modeller inşa etmenin ortak bir sorumluluk olduğunu anlamaya yönlendiriyoruz. Günlük faaliyetlerimizin bizden uzaktaki diğer toplulukları nasıl doğrudan etkileyebileceğini anlamalıyız. Bir SDG seçmem gerekseydi, hedefler için ortaklıkları yani SDG17’yi seçerdim. Ulusal engelleri gerçekten aşmamız gerekiyor. Kültürel benzerlikler ve farklılıklar dünyaya bakış açımızı zenginleştirmenin bir yoludur.
3. COP26 Zirvesi sizin çalıştığınız alanla ne kadar ilgili, sizin bu zirveden beklentileriniz nelerdir?
Eduactive olarak COP24 ve COP25'e hem resmi temsilciler hem de sivil toplum temsilcileri olarak katıldık. Hepimiz, önceki COP'ların, etkilerini günlük hayatımızda giderek daha gördüğümüz bilimsel ihtiyaçlara cevap verecek şekilde hedefleri daha yükseğe koymada başarısız olduğunun çok iyi farkındayız. İklim değişikliğine tanık olmak için Pasifik'te küçük bir şehre gitmeye gerek yok. Tabii ki, insanlar üzerindeki yan etkiler ve nihai etkiler bazı yerlerde diğerlerinden daha endişe verici. Ancak herkes için savaşmalı kimseyi geride bırakmamalıyız. Dünyada hiç kimse için iklim krizinden kaçmanın bir yolu yok.
Birkaç hafta önce İtalya genç iklim aktivistleri ve iklim uzmanları için birçok etkinliğe ev sahipliği yaptı. Bu pozitif bir gelişme. Ancak o etkinliklerden çıkan sonuçlar COP’taki karar alıcı mekanizmalar için bağlayıcı olmadı. Yani gördüğümüz gibi pozitif gelişmeler oluyor ama süreçte anlamlı aksiyonlar alma noktasına gelince aksaklıklar görülüyor. Gençler ve geleceğin gençleri iklim değişikliğinden asıl etkilenecek olanlar. O zaman neden sadece eski nesiller bu süreçte verilen kararları alıyor? Belki bir noktada onlar hayatta bile olmayacaklar ve bu krizi deneyimlemeyecekler bile. Gençleri dinlemek ve sözlerine kulak asmak onlara yeterince yetki verdiğiniz anlamına gelmiyor. Masada yer vermelisiniz. Yer vermek de etkinlik salonlarında arka taraflara koltuk ekleyip gençlerin oraya oturmasını bekleyerek değil, masanın oturma düzenini tekrar inşa ederek olmalı.
4. Bu alanda çalışırken en zorlandığınız durumlar nelerdir?
Genç olmak ana zorluklardan biri. İtalya, vatandaşların yaş ortalaması en yüksek olan ülkelerden biri. ‘Sen gençsin, işlerin nasıl yapılacağı hakkında yeterince deneyimin yok.’ gibi düşünen insanlar var. Ancak dünya nüfusu gençleşiyor ve 35 yaşına kadar genç sayılıyorlar.
Bunun dışında çok kültürlü ortamlarda var olmak da bir zorluktu ancak bunu artık aştık diyebilirim. Komik bir olay yaşanmıştı, Jamaika’dan bir diplomatla el sıkışırken kendimi Resmi Gençlik Delegesi tanıtınca bana gülüp ‘Sen nasıl ‘genç’ oluyorsun?’ diye sormuştu. Benimle muhtemelen aynı yaştaydı ancak kendisi bir kariyer diplomatıydı. Bir başka anım da şu: önemli bir bankanın başkanı ile toplantım vardı, toplantı salonuna ondan erken gitmiştim ve bekliyordum. Sonra kendisi gelip beni görünce ‘Sen burada ne yapıyorsun, buradan çık, toplantı için birini bekliyorum.’ dedi. ‘Beklediğiniz kişi benim’ dedim. Genç olduğum için beni kendisi ile toplantı yapabilecek kapasitede görmedi. Asıl yaptığımız işe yani akademik deneyimlere gelince, sürdürülebilir kalkınma konusunun aciliyetini aktarmakta zorlanıyoruz. Sürekli tekrar edip duran ‘2030’a kadar bunları taahhüt ediyoruz.’, ‘Hadi iklim için savaşalım.’, ‘Sürdürülebilirlik çok önemli.’ gibi cümleleri duydukça halkın güveni azalıyor. İnsanlar bu vaatlerin hangilerinin gerçek hangilerinin gösteriş olduğunu bilemeyebiliyor.
5. Bu alanda çalışırken kendinizde yada çevrenizde/kurumunuzda gözlemlediğiniz olumlu değişiklikler var mıdır? Varsa nelerdir?
Eduactive’de liselilerle çalışıyoruz. Bizi en mutlu eden şey, bizden daha genç nesillerin eylemlerinin dünyaya etkisi konusunda kendilerini sorguladıklarını görmek. En gurur duyduğumuz şey şu, programımızın faydalanıcıları, çok küçük bir kısmı da olsa, yaptıklarımızı replike etmeye başlıyorlar. Dokunduğunuz insan sayısı 2, 200 ya da 2 milyon olabilir. Ancak şundan emin olmalısınız ki, dokunduğunuz insanlar onlara aktardığınız bilgileri kendi yöntemleri ile hayatlarına geçirebilmeliler. 2017’de bizim programımızın faydalanıcılarından olan 5 kız, Aile içi şiddet konusunda başlattıkları bir inisiyatif için şimdi bizimle iş birliği yapıyorlar. Projeleri bizim desteğimizle EU tarafından fonlanmıştı, şimdi birkaç sene sonra başka yeni oluşumları onlar fonluyorlar.
6. Sizin gibi gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Sürdürülebilirlik konusunda heveslenmek ve heyecanlanmak çok sık görülüyor ancak bunu somut bir oluşuma ya da projeye çevirmek biraz zor olabiliyor. Günümüzde, şöyle yanlış bir düşünce var: sadece bizi etkileyen sebepler için savaşırız. Örneğin, yalnızca LGBTQI+ topluluğun bir parçasıysam mı LGBTQI+ hakları için savaşmalıyım? Ya da erkek olduğum için cinsiyet eşitliğini savunmamalı mıyım? Hayır, tüm nedenleri benimseyin. Doğru olduğunu düşündüğünüz her hakkı savunabilirsiniz
Yeni bir oluşum yaratmak ve kendinizi zorlamak yerine var olan topluluklara katılın. Güçlerinizi birleştirin. Var olan şeylerden ikinci bir tane daha var etmeye gerek yok. Birlik olmaya ihtiyacımız var.
Yaptığınız şey için para kazanmak yanlış değildir ve para kazanmak yaptığınız işi gönüllülük çalışmalarından daha az değerli kılmaz. Bu da çok köklü bir yanılgı bence. Eğer bir alanda yeterince uzman iseniz, o işi yaparak para kazanmanız çok doğal hatta sürdürülebilir kalkınmanın adımlarından biri bu.